Evde oturmak niye bana iyi geldi diye düşünüyorum kaç zamandır. Ben zaten evden çalışıyordum. Şimdi farklı olan ne? Üstelik ev düzenim, çalışma düzenim, kocam da evde olduğu için değişmişken ben niye bu krizde
daha iyiyim?
Şehir uğultusunun beni ne kadar yorduğunu fark ettim. Trafik uğultusu, köprü uğultusu, sokaktaki insan
sesleri meğer beni ne kadar çok yoruyormuş. Sevdiklerimin hep orada olacağını varsayarak yaşamak meğer
içimde sandığımdan daha büyük yer tutuyormuş. Birbirimizi yalnız bırakmamak için yeteri kadar emek
harcamıyormuşuz. Bu da beni yoruyormuş.
Nereden geldim bu konuya? İçimdeki koşuşturma dönem dönem hep yavaşlar, ben de bilinçli olarak yavaşlatmaya özen gösteririm. Ancak son zamanlarda çaba harcamayı bıraktığımda lastik gibi hemen eski koşuşturma hızına dönüyordu.
Şimdi içim sakin, bir tevekkül geldi. Sanmayın ki hayat süt liman. İnişler, çıkışlar her zamanki hızında. Sevdiklerim, geleceğim, geleceğimiz, işim ile ilgili ümitler, endişeler orada. Buna karşılık benim içim dingin. Geleni teker teker ele alıyorum. ‘Elimden gelenin en iyisini yapıyorum, bakalım ne olacak?’ merakı ile yaşıyorum. Gün gün, hafta hafta, ilmik
ilmik çözerek bakıyorum geleceğe. Evimde kapalıyken hayatımdaki herkesi sesini duymak, yalnız
olmadıklarını hissettirmek için özen gösteriyorum. Teknolojinin nimetlerinden faydalanarak dünyanın hangi
köşesinde olurarsa olsunlar onlara ulaşıyorum.
Buraya nereden geldim? ‘Topluma vermek iyi olur’ diye bir cümle günlerdir kafamda dolaşıyor. Ne yapabilirim? Ne fikirler üretebilirim? Kendi dengem, ailemin dengesi, sevdiklerimin dengesini koruyarak taopluma ne verebilirim? Kimler bu konudaki heyecanıma, isteğime katılır?
Ben iyiyim. Başkalarının şimdiki durumlarından daha iyi olmasına nasıl katkıda bulunabilirim?
Kafamda deli sorular. Severim onları. Bu sorular gelmeye başladıysa ruh sağlığım iyi demektir. Hele böyle paylaşıyorsam bayağı iyi.