14 Ocak 2012 Cumartesi

Günün Düşündürdükleri 14 Ocak 2012

Hava ağır. İçim ağır. Başlamak ihtiyacı çok fazla. Ama nereden başlayacağımı bilemiyorum. Anlamsız sorular kafamda uçuşuyor. Sorarken ben bile cevap vermek istemiyorum, çünkü soruların tümü şu anda çok anlamsız geliyor.
Dışarıda çok ağır, yağmurlu ve soğuk bir hava, Karacaahmet’te çok zamansız bir cenaze, kafamda çarpışma zahmetine bile katlanmayan, çöreklenmiş görüntüler, hepsinin tetiklediği duygular. “Hayat devam ediyor” cümlesi kafamda dönüp duruyor, yüreğim bağırmak istiyor.
Zamanlı ne? Zamansız ne? Ölümün sırası var mı? Kolayı, zoru var mı? Sormak mı gerek, sormamak mı? 17 yaşındaki bir genç kızın hayatı niye üflenmiş mum gibi bir anda söner? Genç bir anne ve baba niye bu acıyı yaşamak zorunda kalır? İnsan niçin yaşamını paylaştığı kardeşi olmadan devam etmek zorunda bırakılır? Nerede bir şey ters gidiyor ki bu evrende, hepimiz bunlar gibi anlamlı gözüken anlamsız sorular soruyoruz? Biliyorum yaşarken öğreniyoruz da bu kadarına da gerek var mı?
Aslı Nemutlu’nun vefatı için arkadaşlarım söylenecek herşeyi yazmışlar. Benim kendimle konuşmam için 3 gün bu ağırlığı yaşamam gerekiyormuş. Yazılanların hepsini yüreğimde hissettim. Ancak içimdekini en çok ifade eden Pınar’ın paylaşımı oldu: “Seni hiç tanımadan üzüntüm çok derin”.  Nurlar içinde, huzur içinde yat güzel çocuk.  Allah geride kalan seni sevenlere kuvvet versin, sabır versin.

8 Ocak 2012 Pazar

Günün Düşündürdükleri 03.01.2011

Hayat uçlarda yaşanıyor. Hergün bunu hatırlatacak örnekler karşıma çıkıyor. Bir yandan ümit veren, ruhumu besleyen anlar, bir yandan canları yanan canlarım, ciğerlerim. Kenarda durup onları izlemenin gerekliliği ama zorluğu. Bu arada canlarıma “sesinizi duyurmak istediğiniz zaman, nasıl duyulduğunuzu farketmek istediğiniz zaman, duygularınızı / düşüncelerinizi süzgeçten geçirmek istediğiniz zaman buradayım” mesajını vermek ihtiyacım.

Sanırım konum canlarım, ciğerlerim. Nerede dururlarsa dursunlar, bir üst basamağa geçmeleri için, içlerini daha çok tanımaları için, daha güçlenmeleri için onları desteklemek ihtiyacım çok yoğun. Zor olan, herzaman ne yapacağımı bilememek. Bilememek duygusu ile aranırken, kaybolduğumu hissediyorum ve yanlarında yer alamıyorum. Kendi şartlarıma göre temas sağlasam, bazılarının beni duymayacağı endişesi bazen devreye giriyor. Dolayısı ile, bunu okuyan herkese “Bana ihtiyacınız varsa ben buradayım” diyebiliyorum. Bana ihtiyacınız varsa facebook kadar uzağınızdayım. Bir mesaj, bir telefon yeter.
(5 gün önce yazılmış bir yazı)