31 Mart 2012 Cumartesi

Günün Düşündürdükleri 31.03.2012

Karunesh dinleyerek oturmak, benim için paha biçilmez bir deneyim oluyor herzaman. Ama içimden geçenler ne Karunesh, ne etkileri. Geçen hafta katıldığım bir eğitimin sonrasında günlük hayata dönerken, o şu anda yalnız  eşsiz bir araç görevini yerine getiriyor.
Hikaye 2011 yılında Eylül ayında başladı.  Ece ile geleneksel doğum günü yemeğimi yerken söz döndü dolaştı ve CTI’ın Leadership eğitimine geldi. Çok katılmak istediğim bir deneyimdi. Türkiye’de yapılacağı ile ilgili bir mail aldığını paylaştı Ece. Birlikte katılabileceğimize karar verdik.
“Kaderimde bu da varmış” dediğim bir süreç başladı bundan sonra.  Ece’nin sözünü ettiği eğitim meğerse “LeaderImpact” imiş.  Önce tarihler uymadı.  Souzan günleri değiştirdi.  O an aslında katılacak param yoktu.  Hiç beklemediğim bir yerden para geldi.  Ve geçen hafta, bu 3 aylık deneyim resmi olarak sona erdi. Ben biraz daha büyümüş, çok daha fazla kendimle tanışmış, hayatıma dahil etmekten çok mutlu olduğum insanlarla yoldaşlık yapmış, yorgun ve mutlu olarak sürecin bu kısmını bitirdim. Ancak öyle bir kapıdan geçtim ki dönüşü yok. Artık bilgimi, deneyimimi dünyayla paylaşmamak gibi bir hakkım olmadığını bilerek, yaşamıma sahip çıkmanın gücünü hissederek ve “daha gidilecek yol meğer sonsuzmuş, hiç varılmıyormuş, yaşam sadece ve sadece bir yolculukmuş” gerçeğini tekrar hatırlayarak ve iliklerime kadar hissederek oturuyorum. Karunesh bütün bunları hazmetmeme yardımcı oluyor.
Sınırlarım biraz daha genişledi. Cesaretim çok daha fazla arttı. Yolum biraz daha belirginleşti. Hayallerim canlanmaya başladı. Kaderin bize aslında hep en iyiyi hazırladığına bir kez daha inandım. Üstelik bu katılan herkes için aynen böyle oldu.  Evrenin beni sevdiğine bir kez daha inandım.  Zorlandım ama beni büyütecek ve hazmedebileceğim kadar. Hep saklandığım deneyimler karşıma çıktı yine ve ben bu sefer kaçmadım. Bunun verdiği hafifliği anlatamam. Şükrettim bana el veren cesur  insanların varlığına. Yanımda olmalarına ve desteklerini cömertçe paylaşmalarına.  Aslında cesaretle yaklaştığında herşeyin ne kadar daha kolay olduğunu bana hatırlatmalarına.
Bazı insanların hayatınızda yer almasının nasıl bir kazanç olduğunu zaman geçtikçe anlarsınız. İşte o insanlardan hayatıma kattım. Hepsinin yeri ayrı, hepsi ayrı kıymetli. Ama eğitimi bize deneyimleten kişileri ayrı tutmak zorunda hissediyorum. Onların yaptıkları işe olan inançları, cömertlikleri, bilgelikleri ve tevazuları paha biçilmez.
LeaderImpact’i oluşturduğu için Okokon’un yeri ayrı. Hayal edip onu Türkiye’ye getirdiği için Souzan’ın yeri apayrı.  Teşekkür ederim. İyiki hayatımdasınız. 

25 Mart 2012 Pazar

Günün Düşündürdükleri 25.03.2012

Havalar ısınınca, balkonumdaki hayatım aklıma düştü. Doğal olarak bahar temizliğim geldi. Bütün kış boyunca depoya dönen balkonu tekrar özel yaşam alanım, açık hava odam haline getirme arzum depreşti.

İlk niyetlendiğim adım, her dergiyi teker teker inceleyerek içinden ilgimi çekenleri ayırmak idi. Ancak çok gitmeden bir hazine ile karşılaştım.  2007’den bir kesit. Ajanda olarak hediye edilen bir defter, not defter olarak kullanmaya karar vermişim. Hazine niteliğinde anılar içinde. 27.03.2007 tarihinde yazdığım niyetler. Onları okuyunca çok çok mutlu oldum. %80’nini gerçekleştirmişim. Artık onları sürekli yaşıyorum.  Bunu farketmek, yazarak niyeti ortaya koymanın zihni belli olaylara nasıl odakladığını bana bir kez daha kanıtladı.  Yazınca niyet bir duygu, bir temenni olmaktan çıkıyor, zihnin gerçekleştirmek için devreye aldığı bir olgu haline geliyor.

Bir kaç sayfa sonra aynı yıl Nisan ayında katıldığım, çok keyif aldığım bir eğitimin notlarına rastladım. Beni o keyifli bahar haftasonuna geri götürdü.  İçim çok mutlu oldu. Çünkü ne kadar çok yol aldığımı farklı bir gözle görebildim.  Bir kez daha hiç bir şeyin mutlak olmadığını, fotoğrafların arkasının çok farklı olabileceğini, hatta genellikle çok farklı olduğunu hatırlatacak cümlelerime rastladım.  Oradaki bir çalışmanın hayalimdeki  eğitimde kullanılabileceğini farkettim. Bu beni ayrıca heyecanlandırdı.

Biraz arkasından o yıl yapılan IK Konferansı notları. Sosyal sorumluluk ilk o yıl notlarım arasına girmiş. En severek izlediğim konuşmacılardan Fernando Bartolome’yi ilk o yıl dinlemişim. Ve iş/yaşam dengesi konusu ile ilk o yıl tanışmışım .  Adını yazmadığım bir konuşmacı şirketlerin damar tıkanıklığı ile ilgili bir konuşma yapmış. Notlara bayıldım. Kim olduğunu bulabilsem.  Sonrada çok sevdiğim bir arkadaşımın “Özgün Liderlik” başlıklı konuşmasının notları. Ne keyifle dinliyorum sevgili Serdar her konuşmanı. Her seferinde bilginin derinliğine ve kendinle olan dürüst sohbetine hayran kalıyorum.

Sonra keyif bitiverdi.  L

19 Mart 2012 Pazartesi

Günün Düşündürdükleri 19.03.2012

Ben okuldayken annem hep hangi kitapları okuduğumuzu merak eder, ben bitirince alır, okur ve hep bundan ne kadar büyük bir keyif aldığını söylerdi.

Aynı süreci bende çocuklarımla yaşıyorum.  Hikaye hep onlara destek olmak niyetiyle başlıyor. Bittiğinde, aldığım keyife bakıp kendim için yaptığımı itiraf ediyorum. Bu hikaye sonucunda Küçük Prens’i 3 kez okudum. Her seferinde ayrı bir farkındalık yaşattı.

Kerem’le 8. Sınıfta Fareler ve İnsanlar maceramız oldu. Sınavlara hazırlanırken kitabı bütün kalınlığı ile okutmaya kıyamadım. 80 sayfalık İngilizce özetini okudu. O özet üzerinden giderken neredeyse satır satır anlattım. Böylece Türkçe’sini hatmetmiş oldu. J

Şimdi aynı hikayeleri Rana ile keyifle yaşıyorum.  Biliyorum ona yardım etmek niyeti ile başlıyor süreç.  Ancak geçen gün “bundan sonra hangi kitabı okuyacağım?” diye ona soru sorarken duydum kendimi. J İşte o zaman bu keyfi kendim için yaşadığımı farkettim.

Çocuklarım beni hep bugünde tuttular. Güncel müziği onların zevki doğrultusunda dinledim.  Yaşamlarında hangi noktada duruyorlar, ne hissediyorlar, ne düşünüyorlar? Hep bu kitapları paylaşma anlarında dile geldi.  Ayrıca zihnim, yüreğim hala büyürken, ben zamanda asılı kalabiliyormuşum duygum hep bu paylaşımlar ile beslendi. O anda anneleri olmaktan çıktım, eşit kabul gören bir insan oldum onlar için. Bu nedenle o anların hazzı paha biçilmez.

Şimdi iş  boyut değiştirdi. Artık arkadaşları ile de bu iletişimleri kurabiliyorum. İşte bu benim için Nirvana.

Not: Bu yaşta Kafka okumak çok zevkli. Film seyreder gibi okudum.

15 Mart 2012 Perşembe

Günün Düşündürdükleri 15.03.2012

Bugün 15 Mart 2012. 15 Mart Tarihini yazdığım anda aklıma 2 cümle düşüverdi. Çocukluğumdan beri taşıdığım, birbiriyle ilgisiz iki cümle.

Bugün 15 Mart .... Demirbank hayırlı günler diler  ve Beware the ides of March.

Demirbank hayırlı günler diler” çocukluğumun, gençliğimin günüm başlıyor cümlesiydi. Okula hazırlanırken, servise yetişmeye çalışırken, hafta sonu sabah radyo açıkken, haberlerden önce bunu duymak  benim için herşey yolunda gidiyor demekti. Hayatın hızı normal, sevdiklerim yerinde, bildiklerim yerli yerinde, herkes üzerine düşeni yapıyor, Demirbank  günümün iyi geçmesi dileğinde bulunuyor.  Eh tamam gerisini biz yapabiliriz diye hissederdim. Sonra 1 gece Demirbank kalmadı.  Hayatımda bir sayfa daha geri dönmemek üzere çevrildi; demirbank’ın hayatımdaki önemini o zaman farkettim. Demirbank ve anısı çocuklarıma anlattığımda onlara bir şey ifade etmeyenler  rafına kalktı.

Shakespeare’in Jül Sezar’ını ortaokulda 7. Sınıfta iken okumuştum.  O zamanlar okul kitaplarını bulmak çok zordu. Yabancı kitapları okul getirtirdi. Bazen yetersiz sayıda geldiği için kimi öğrenciler büyük sınıflardan kitaplarını alırlardı. Bende önceki yıl aynı kitabı okumuş olan bir arkadaşımın kitabını almıştım. Yazıya tarih atarken Jül Sezar’a kahinin söylediği cümle aklıma geldi. Beware the ides of March. Kahin Sezar’ı  uyarmıştı. 15 Mart Sezar’ın Brütüs tarafından hançerlendiği gün. Bir dönemin bitip yeni bir dönemin başladığı gün.  Merak ettim. Bugün hangi sayfalar kapanacak, hangi sayfalar açılacak hayatımızda? Bizim farkında olmadan veya olarak yaşadığımız bu değişimler başkalarını nasıl etkileyecek? Kimler hançerlenecek? Kimler kimlere ihanet edecek? İhanetin arkasında nasıl bir ihtiyaç yer alacak? Milyarlarca damla düşecek bugün. Suya düşen damlaların halkaları ne kadar büyüyecek? Islattıkları toprak ne kadar yeşerecek?

Merak ettim, 15 Mart 2012 yaşamımı nasıl etkileyecek?