25 Ekim 2013 Cuma

Günün Düşündürdükleri 25.10.2013

Uzun Kurban Bayramı tatili çok iyi geldi. Kafamın içinde birbirini ezerek koşuşan düşünceler, yapmak istediklerim, yapmam gerekenler sıraya girmeye başladı. Pazartesi yaşam normal ritmine döndü. Ben listelerimi yaptım ve yola çıktım. Listede en sevdiğim maddelerden biri başladığım ancak bitirmediğim kitaplara odaklanıp yükümü hafifletmek. Doğrusu bitirmediğim için içime dert, omzuma yük olmuşlar.

Bugün ilk kitabıma el attım. “An Introduction to Voice Dialogue”  ile başladım. Kitabı çok sevdiğim arkadaşım Ece hediye etmişti. Okumaya başladıktan kısa bir süre sonra Gezi olayları başlayınca başucumda Gezi kitaplarının altında kalmış. Başlığın altındaki cümle bugün gözüme takıldı: “Finding the Benefit of People Who Bug You”, “Seni Rahatsız Eden İnsanların Faydasını Anlamak”. Bugün görmüş olmam ilginç geldi. Sabah yürürken beni rahatsız eden birkaç kişiyi düşünmüş ve beni niye rahatsız ettiklerini, acaba hangi yönümü bana gösterdiklerini merak etmiştim.

Hepimizin içinde birçok ses var. En temel 2 ses iç kritik ve yargıç . Bu aralar yargıç çok konuşmaya başladı. Beni rahatsız eden kişileri yargılarken kendimi yakaladığımda, bu nedenle hangi yönümü bana gösterdiklerini merak ettim. (Özlem Sarıoğlu Voice Dialogue seansına ihtiyacım var J ). Çatışma yaşamamak için hep çaba göstermişimdir. Ancak insanları yargılarsam nasıl onları anlar ve iletişim kurabilirim ki ? İletişim kurulmazsa çatışma yönetilemez. Eh buyrun buradan yakın.  Gittikçe daha çok kutuplaşan bir dünyada, yalnızca yargıcı dinlemek, neden ve neyi yargıladığını anlamamak tehlikeli bir yalnızlaşmaya, korkuya ve daha çok çatışmaya itiyor bizi. Yargıladığım kişilerin kişiliğimin bastırılmış yönleri olduğunu farkedip onları kabul ettiğimde, kendi farkındalığım da artıyor, kendimle iletişim kurunca çevremle sağlıklı iletişim kurma becerimde artıyor. Büyüyorum ve hayatımın kontrolü biraz daha elime geçiyor.


Hedefim 1 hafta sonra kitabı bitirmiş olmak. Farkındalığım biraz daha artmış, biraz daha kendimle tanışmış ve daha mutlu ve güçlü yaşamaya doğru yol almak.  J

6 Eylül 2013 Cuma

Günün Düşündürdükleri 06.09.2013

Hayat karşımıza iyi insanlar çıkarınca ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlıyoruz.  Ben şanslı bir insanım. Hayat karşıma gittikçe daha çok içi iyi, içi güzel insanlar çıkarıyor.

Etiler Forum'da tanıştığım Özlem Kayra onlardan biri. 19 Ağustos'ta gönüllü YGS kursu başlattı. Yer buldu. Öğrenci buldu. Öğle yemeği, çay-kahve, gerektiğinde yol parası, kırtasiye, kitap ihtiyaçlarının karşılanmasını organize etti. Bugün kursu ziyaret ettim. Özlem'i dinledikçe ve izledikçe böyle bir çalışmanın ne kadar çok detay içerdiğini, özveri içerdiğini farketim.

Özlem'i anlatmak istiyorum. Öğretmen. Müthiş bir enerjisi var. Hayata bağlı. İnsanların yaşamına destek  vermekten mutlu oluyor. Çocuklarla iletişimi o kadar güzelki. Sevgiyle veriyor bilgileri. Çocuklarda sevgiyle alıyorlar. Bir ablanın kardeşleri ile konuşurkenki tonlama var sesinde, davranışlarında sevgi, bilgelik ve sahiplenme var. Öğrencilerin içine bilgi akıtıyor.

Bugün 12 öğrenci vardı (sayı 20ye kadar çıkıyor bazı günler) Pırıl pırıl beyinler. Hayata yenilmeyi red eden, yaşamda sunulmayan imkanlar için uğraşan, sunulanları sünger gibi emen gençler. Bazılarının yüksek sesle paylaştıkları hayalleri var. Onlara sunulan imkanı yaşlarının verdiği durulukla ve hayatın yaşattığı zorlukların karışımı bir tavırla alıyorlar.

Sınıfta otururken bildiğim birşeyi tekrar farkettim. Farklılıkları görüp kabul etmek hayatı zenginleştiriyor. Herkesi güçlendiriyor. Özlem tahtada soruların çözümünü anlatırken her öğrenci farklı izledi.. Kimisi not aldı, kimisi çözüme katıldı, kimisi yalnızca izledi. Hepsi sonuca vardı. Öğrendi. Öğrenmeyi sağlamak için kişinin özelliklerini görüp kabul etmek, bu özelliklerin desteği ile öğretmek herkes için yaşamı ve tüm deneyimi kolaylaştırıyor.

Yaşamlarına dokunabildiğim kişileri karşıma çıkardığı için hayata teşekkür ediyorum. Bu yazıyı okuyan dostlarım, sizden düşünmenizi rica ediyorum. Yaşama amacınız ne? Eğer başka yaşamlara dokunmak, çocukların daha güçlü ilerlemelerine el vermek amaçlarınız arasındaysa işte size  denize atılmayı bekleyen birkaç deniz yıldızı. Bu gençlere nasıl yardımcı olmak istersiniz?

10 Mart 2013 Pazar

Günün Düşündürdükleri 10 Mart 2013




Gözümü açtığımdan beri deneyimlediğim herşey farklı, ancak çok lezzetli bir tad bırakıyor ağzımda. O kadar çok farklı renkler gördüm, farklı tadlar aldım ki “içimde bir kayıt cihazı olsa da bütün bunları yakalayabilsem” diye düşünürken yakaladım kendimi. Sonra hatırladım; yazdığım herşey tetiklediği duygu ile yakalanıyor zaten.
Bu yazı nasıl akacak hiç bilmiyorum. Aklımda yalnız iki tema var. Bittiğinde neler yazıya dökülmüş olacak, temalar azalacak mı, çoğalacak mı hiç bir fikrim yok.
Sabah LeaderImpact dostlarımın WhatsApp mesajları ile uyandım. Birbirimize destek olduğumuz için, yargılamadan paylaşılanı duyduğumuz için, el vermek gerektiğinde gösterilen özveri için herbirine ayrı ayrı teşekkür ettim içimden.  İnandıkları için emek harcayan insanlar, sizi çok seviyorum. Ve Souzan bu eğitime inandığın, hayatımıza girmesine vesile olduğun, yaşatmak için yorulmadan gayret gösterdiğin için sana ayrıca teşekkür ediyorum.  Bu mesajlar beni birkaç gün geriye götürdü. Salı akşamı LeaderImpact eğitimini almış iki grubun tanışma akşamıydı. Yorgun, hem de çok yorgun gidip, enerjim artmış ayrıldığım bir yemekti. Eğitimden beri gerçekleştirdiğimiz hayallerimizi, bundan sonrası için hayallerimizi konuştuk. O masanın etrafında oturan herkesin cesaretine hayran kaldım. Hepsi şablonların biraz veya çok dışında adımlardan söz etti. Kendimi güvende hisettim.

***********
Cesaretine hayran olduğum insanlarla kendimi çevrelemişim.    Yaptığı işe inanan, yüreklerini bu işlere adayan insanlar. Kulağa çok romantik geliyor, ancak onlar bu cesaretlerini profesyonelce yönetiyorlar. İnandıkları projeleri gerçekleştirmek için disiplinin, profesyonelliğin ne kadar çok gerektiğinin fazlasıyla farkındalar.Farkı yaratan formülleri.  Formüllerinde başkalarının unuttuğu, varolsalar herkesin verimliliğini ve mutluluğunu arttıracak  başka şeyler de var. Birbirine güvenmek, duyulacağını bilmek, yargılanmadan kabul görmek, baskı  uygulamamak, saygı  gibi.  Onlarla yol yürümek bir onur. Dostlukları paha biçilmez.

**************
Bugün gözüm gazetedeki bir vefat ilanına takıldı. İlanların içeriğinden vefat eden kişinin yaşarken nasıl bir iz bıraktığını anlamak mümkün. Sevilen bir kişinin ardından duygu yüklü ifadeler yansırken, görev olarak verilen ilanlar tanıdık kalıplardan oluşuyor.  Bazen evren nasıl algılandığımızı, nasıl bir etkimiz olduğunu anlatmak için travmatik deneyimler yaşatıyor.  Metin Serezli’nin ölüm haberi facebook’ta dolaşıyor. Hepimizin hayatında ne kadar çok anısı ver. Çocukluğumuzun bir parçası. Güldürürken düşündürenlerden.  Hepimiz çok özleyeceğiz.