20 Mart 2018 Salı

Lor Peyniri Hikayesi


Bugün keyifli bir hayal daha gerçekleşti. Sağlıklı beslenmeye dönüş yolunda, evde lor peyniri yaptım. 😊 Peynir yapımının bu kadar meditatif bir deneyime dönüşeceği hiç aklıma gelmezdi. Öyle olduğunu şaşkınlıkla keşfettim. Ayrıca kendimle ilgili farkındalıklar yaşadım. 😊

Hikaye aslında Cuma akşamı başladı. 16 mart’ta Bodrum’a, sevgili arkadaşım Ayşegül Yılmaz’ın yanına gittim. Zihnimin düğmelerini kapatmak, bir es verip soluklanmak ve mümkünse yazı yazmaya başlamak öncelikli amaçlarımdı. Bunların hepsi gerçekleşti hem de yanında ikramiyesiyle (yazı yazmak son gün tetiklendi 😊)

Ayşegül sağlıklı yaşama önem veren bir can dost. Onun yaptığı ev yemeklerini, reçelleri, zeytinleri yedik. Daha önemlisi kendine ve sağlığına kıymet vermenin önemini hatırlattı bana. Kah sohbet ettik, kah sessiz oturduk, netflix izledik, köpeği İda’nın rutinine göre yaşadık (evet. Patron İda) kısacası zamanla didişmeden anın ihtiyaçları ile zamana aktık. Sohbetlerimiz sağlıklı malzeme kullanarak yiyeceklerimizi hazırlamaya geldi bir ara. İstanbul’da yaşarken Arnavutköy semt pazarındaki sütçüden ve peynir ile yoğurt yapımı için ondan alışveriş yaptığından söz etti. Hayalimi gerçekleştirmek için beklediğim an buymuş. Önünden defalarca geçtiğim pazar, Ayşegül’ün heyecanlı ve sevgi dolu anlatımıyla gitmemin zorunlu olduğu bir yere dönüştü😊

Bu sabah koşarak pazara gittim. Sütçü aynen Ayşegül’ün tarif ettiği yerde. Pazardan alışveriş yapmanın keyfini, renklerin günüme kattığı neşeyi başka zaman anlatırım. Şu anda önemli olan ben aldığım sütle lor peyniri yapmayı başardım 😊

Bu bir sabır denemesi oldu. Ayrıca çok meditatif bir zaman geçirdim. Zihnimin düğmelerinin, hayatımın bu aşamasında, ne zaman ve ne kadar kapanıyor, ne zaman bana direniyor olduğunu fark ettim.

Hızlı olmaya, hızlı alışverişe, hızlı tüketime bu denli esir düştüğümün farkında değildim. Bir saatimi bu işe ayırmak benim için bir sabır sınavı oldu. İçimde bir ses kısık ateşle sütün kaynaması ile kavga ederken, başka bir ses beni sakinleştirdi ve doğal olanın zaten bu olduğunu, sağlık için bu sabrı gösterebileceğimi, alışınca kolay geleceği tekrarladı durdu. Gerçek sınav sütü kaynattıktan sonra başladı. Sirkeyi süte kattım ve hemen peynire dönüşmesini beklediğimi fark ettim. Halbuki sabırla yavaş yavaş karıştırmam ve sütün istediği zamanda peynire dönüşmesini beklemek zorundaydım. İçimdeki ilk ses o zaman benimle kavga etmeye, ‘boşver yaa, ne uğraşıyorsun’ demeye, sesini yükselterek başaramayacağımı söylemeye başladı. Allahtan diğer sakin ses bana derin nefes almayı hatırlattı ve pes etmemeye ikna etti. Ne savaştı ama 😊

Bittiğinde 3 kilo sütten elde edilmiş yarım kilo lor peynirine sahip bir peynir üreticisiydim 😊. Daha da önemlisi koşuşturma, durup düşünmeme, yaptığımı değilde sırada ne olduğuna  bakma alışkanlığımın hala ne kadar kuvvetli olduğunu fark ettim.

Biz kendimize ne yapıyoruz böyle? Acelemiz var, hayatımızı kolaylaştıracak diye bize zarar verecek alışkanlıklara hayatımızda ne çok yer vermişiz. Sağlığımızdan ne kadar kolay vazgeçmişiz.

Bu haftasonunun bir çok kazancı oldu. Durup zihnimi dinlendirdim. Ve sağlıklı beslenmenin aslında hayatımızda kolaylıkla yer alabileceğini hatırladım. Çalışmak sağlığımdan vazgeçmek zorunluluğu getirmeden de gerçekleşebilirmiş. Bunun için emek harcadım ve sevdiklerime iyi gelecek bir ürün ortaya çıkardım. En önemlisi beni anda tutan ve bütün dikkatimle odaklanmamı gerektirdiği için dinlendiren bir faaliyeti hayatıma soktum.

Teşekkür ederim Ayşegül. Bana yalnız evini açmadın. Sıcak misafirperverliğin ile yanımda durdun. Hayatta önemini unuttuğum bazı şeyleri tekrar hatırlamamı sağladın.

Teşekkür ederim Ali Soyak. Mutfakta birşeyler yapmanın nasıl bir keyif olduğunu örnek olarak bana hep yaşattığın için.

Ve teşekkür ederim ben. Çok şey için. Sanırım en çok kendimi dinlediğim ve ihtiyaçlarımı duyarak yeni deneyimlere izin verdiğim için. Bu deneyim lor peyniri yapımı olsa da 😊

Not: Fotoğrafta nihai ürün görülüyor. Sipariş alınır 😁

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder