12 Ocak 2011 Çarşamba

Günün Düşündürdükleri 10 Ocak 2011

Çok eğlenceli bir durum.

Eğitim vermeye başlıyorum. Stres dizboyu. Evde temizlik var, yani benim çalışmaktan kaçmak için nedenim istediğimden çok. Sonunda doğru yolu buldum. Pılıyı pırtıyı toparladım. Ve ofisime geldim. Yani Etiler Starbucks’a. Yerimden kalkmamak için içeceklerimi de masaya dizdim ve çalışmaya başladım.

Etraf öğrenci kaynıyor. Bu kadar keyifli bir çalışma ortamı olabilir. Fonda çok güzel müzik çalıyor. Cam kenarında iki genç kız laptoplarını açmışlar, caddeye bakarak çalışıyorlar. Sütunun hemen yakınındaki koltukta sanırım öğretim görevlisi bir bey, makale okuyor. Yanımdaki masada 2 öğrenci bugün akşamki sınava çalışıyorlar. Girmedikleri derslerdeki notları birbirlerine aktarıyorlar. İnanılmaz bir enerji var havada. Herkes bir sonuca doğru ilerliyor. Bilgisini paylaşıyor. İşini yapıyor. Kitabını oluyor. Laptop açılmamış masa çok az. Baylıyorum bu ofise. Bana bir köşe ayırsalar, burada yaşarım. Hoş köşe ayırmasalarda yaşıyorum.

Oturdum, notlarımı temize çekiyorum. Şimdi onları uzun uzun yazarım, sonra uzun uzun okurum, sonra slaydları revize eder, altına notlarımı eklerim. Çok heyecanlı. Bu eğitimi en son verdiğimden beri çok zaman geçti. Eski çalışma alışkanlıklarım, öğrenme alışkanlıklarım yavaş yavaş yüzeye çıkıyor. Büyümüş, bilgi sepetine bir sürü deneyim katmış bir Yusra ve eski alışkanlıkları tanışıyorlar. Çok güzel bir deneyim. Şu anda bilgimin eksik kalma endişesi ile nasıl çok fazla şey okuduğumu, ama bunun endişeyi azaltacağına, çoğalttığını farkettim. Bu farkındalık bile notları geçirirken daha seçici olmaya başlamam ile sonuçlandı. Endişeye harcadığım enerjiyi, eğitime yeni ne katabilirime yöneltmeye başladım. Çok heyecanlıyım çok.

Mutluyum. Hayatım istediğim yönde ilerliyor. Danışmanlık çok keyifli. Yeni bir danışan ile koçluk çalışmaları başladı. Eğitim devreye giriyor. Sepet istediğim gibi doluyor.

Çok heyecanlıyım, çoooook.

1 yorum: