Bugün dopdolu birgündü. Dolu başladı, dolu bitti. Dostlukla
başladı, dostlukla bitti.
Akşam Yürekli
Sohbetler Çemberi 3. kez toplandı. Yine yaşamımızdan hikayeler, yine yaşama
olan güven ile ayrıldım. En çok
etkilendiğim farkındalık herkesin ne kadar aynı şeyleri yaşadığı idi. Benzer,
neredeyse aynı şeyleri yaşayıp, farklı şekillerde o deneyimlerden geçmek.
Hikayeleri duyduğumda onun için yüreğime dokunduğunu anladım. Geçmişimde benzer
bir tad yakalayınca, o hikayeyi içime alıyorum, yüreğime yerleştiriyorum. Yoksa zihnimde yerini buluyor.
Bu akşam benimde hikayem vardı. Tacettin ve Yıldız’ın
hikayesi. Anlatırken bana niçin dokunduğunun ipuçlarını yakaladım. Bankadaki
gişe memurunun Tacettin’in endişesini hiçe saymasını, kendisinden daha zor
durumda olan bir insana yardımcı olmaması, bilinmezin içinde kalmanın Tacettin’i
ne kadar korkuttuğunu görmemesi bana çok dokunmuş. Bunları deneyimleyince “insanlık
için yapılması gereken çok şey var” duygusu bütün gücüyle geri geldi (zaten bu
aralar hiç gitmiyor ki, hep yanıbaşımda). İnsanlığı hatırlatmak, tekrar
deneyimletmek, biraz çabayla hem kendi hemde başkalarının hayatının
kolaylaştığını anlatmak. “Bulanık suyun içindeki süslü balık” konumundan başka
varolma biçimleride olduğunu, o yaşam biçimlerininde insana ait olduğunu,
insanın zavallı olmadığını, güçlü olduğunu anlatmak gerek. Herkesin bu konuda
elini taşın altına koyması, 3-5 kişiye dokunması ne büyük etki yaratır.
Konuşulanlar arasında beni en çok etkileyen şeylerden biri
çoğumuzun bize dayatılan doğruları
sorgulamaya başlaması. Artık gazete okumayan yalnız ben değilmişim.
Yazılanın doğruluğuna güvenmiyorum ki. Güvenmediğim bilgiyi almak için ayrılan
zamana çok acıyorum. Ama o kadar çok insan soru sormadan, ne söylenirse hap
gibi yutmaya kurgulanmış ki, bunu görmek çok içimi acıtıyor.
Bu dolulukla çıktım ve İstiklal Caddesi’nin kalabalığına
karıştşm. Her adımı farklı dokundu. Bir yandan müzik çalıyor, diğer yandan et
kokuyor. İnsanlar her yönden, her yöne yürüyor. Renkli, kalabalık, yorucu,
eğlenceli, iştah açan, iştah kapatan, binlerce duygu ve tepkiyi barındıran bir
cadde. Oturup etrafı seyredesim geldi. Cadde yerine metronun sakinliğine
sığınıp bu yazıyı yazdım J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder