19 Ekim 2010 Salı

Günün Düşündürdükleri 04.10.2010

Bugün yoga derslerinde kış programına başladık. Bilmeyenlere, benim için bunun anlamı Pazartesi akşam dersleri demektir. Yani çok fazla ışık yok. Daha kolay konsantre olabilmek, dinginliğime kestirmeden ulaşmak demek.
Bu kez bir de yenilik vardı. 2 yeni katılımcı. Yeni başlayanlar beni hep heyecanlandırır. Aynı dili konuşacağım, frekansımın yakın olacağı Yoga Cumhuriyeti vatandaşları artıyor anlayacağınız. Bu yılki önemli yeni vatandaşımızlarımızdan ilki İlhan Eksen. Yeri ayrı. Öncelikle ilk hocam Oya Hanım’ın eşi olduğu için. Sonra da yazdığı güzel kitaplar için. Diğer önemli vatandaşımız ise Mete arkadaşımız. Kendisi ile yıllar önce dersler Yüzme İhtisas Kulübünde yapılırken yan yana ders yapmıştık. Mete’nin de yeri ayrı. Sevgili Oya Hanım’ın yazdığı kitabın grafik tasarımını yapmıştı.
Bu dersin ayrı bir özelliği daha vardı. Genellikle yeni başlayanlar dersin temposunu bir süre için olumsuz etkiler. Onlara daha fazla açıklama yapmak gerekir, hareketleri iyi anlamaları için. Bu da benim konsantrasyonumu olumsuz etkiler. Bu ders durum farklıydı. Sanki yıllardır birlikte yoga yapıyormuşuz  gibi bir uyum vardı salonda.
Beril, bu Pazartesi akşamının dördüncü üyesi idi. Taze yoga hocası Beril. Ne kadar haz alarak derse katılıyordu. Bu yaz katıldığı kurs onu ne kadar daha da olgunlaştırmış. Beril ile birlikte ders yapmak çok keyifli. Ders su gibi akıyor.
Ve sevgili Tina. Yıllar önce yanyana yoga yaptığım arkadaşım. Gurur duyduğum hocam. Ne kadar yol aldın. Yoga’yı ne kadar içselleştirdin. Senin öğrencin olmaktan çok keyif alıyorum.
Ne yazık ki benim için önemli bir eksik vardı.İrem’ciğim neredesin? Çok özledim. Torun sahibi olunca bizi unuttun. Gel artık.
Bana yogayı anlatmamı isteyenleri cevaplarken büyük laflar edemiyorum. Aklıma söyleyecek kitabi sözler gelmiyor. Sadece ne hissettiğimi biliyorum. O sükuneti, dinginliği, verdiği huzuru aldığı yorgunluğu anlatabiliyorum. Nasıl hissettiğimi en doğru anlatan ifadem de “Kendimi sinirleri alınmış gibi hissediyorum”.  Yoga olmasaydı hayatımın iplerini elimden kaçırabilirdim. Kaç kere sinirlenmek üzereyken kendimi diyafram nefesi alırken yakaladım. İyiki başlamışım. Sağolun Servisimin Hanım, sayenizde oldu.
Son olarak sağolasın İpek. Bize Yoga Darga gibi huzurlu bir varolma alanı yarattığın için sağol, varol.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder