19 Ekim 2010 Salı

Günün Düşündürdükleri 07.10.2010

Hayattaki en büyük ödüllerden biri insanın sevdiği işi yapabilmesi ve onu heyecanlandıran sonuçlar elde edebilmesi. Bugün öyle bir deneyim yaşadım.
Bir süredir, genç ve enerjisi bir zamanlar yüksek olan, şu anda ise yorgun bir dönemden geçen bir şirkete İnsan Kaynakları Danışmanlığı yapmaktayım. Kurumsallaşmaya karar vermiş, pırıl pırıl insanların çalıştığı bir yer. Onları dinledim. Süreçlerinde ne gibi eksikler var gözlemledim. Sonrada bunlar üzerinde çalışmaya başladık.
Hepimizin dinamikleri çok farklı, algıları çok farklı, kendimizi ifade etmek için kullandığımız dil çok farklı. Onlar yıllardır bir arada, konuşmadan, sorgulamadan birçok şeyi yapar, ve iletişim kurar hale gelmişler. İşte burada tehlike çanları çalıyor. İletişim körlüğü oluşmuş. Beraber büyürken farklılıkların getirdiği yorgunluklar olmuş. Onun için yönetim becerilerinde bir körlük oluşmaya başlamış.
Yaşadığım deneyime geri gelirsek (çok dolaşmışım, kusura bakmayın), üzerinde en son çalıştığımızr süreç işe yeni başlayanlar için Oryantasyon Deneyimi oluşturmaktı. Yeni bir işe ilk başladığım günleri hep hatırlarım. En ürktüğüm günlerdir. Burada ne dil konuşulur, çalışma arkadaşları bir şeyi telaffuz ederken, yaparken ne demek istiyorlar? Bu sorular beni felç eder. Ama serde “cesur” lakabı var ya. Bunu farkettirmemek için ekstra çaba harcarım. O ilk hafta yaşadığım yorgunlukların temelinde ağırlıklı olarak hep bu yatar. Onun için oryantasyon benim hep önceliklerimden oldu. Verirken de titizlendim. Alırken de titizlik bekledim.
Burada hazırlarken bu işten sorumlu olan şirket temsilcisi arkadaşımla çok emek harcadık. Bu olayın sahiplenilmesini sağlamak, aynı dilde yalın bir şey hazırlamak darken neredeyse 1.5 aya yayılmış 6 işgünü geçirdik. Ve bu hafta işe yeni bir arkadaş başladı. İşte fırsat. Oryantasyonun yarattığı etki beklediğimizin ötesindeydi. Yeni arkadaş kendisi için hazırlanan bu sunumları, aktarmak için ayrılan zamanı, hedeflediğimiz gibi kendisine verilen kıymetin bir göstergesi olarak gördü. Bingo. Amacımız zaten bu mesajı vermek. İşe yeni bir eleman almak kolay bir süreç değil. Çalışma ortamına her bakımdan katkıda bulunacak, ve potansiyel olmasını, sizinle birlikte uzun yıllar kalmasını arzuladığınız kişiyi seçmek çok emek gerektiriyor. Bulduktan sonra onu mutlu etmeniz gerekiyor ki hep sizinle olsun.
Profesyonel ve kıymet verildiğini gösteren bir “hoşgeldin”den daha kıymetli bir başlangıç olabilir mi?
Benim ödülüm buna katkıda bulunduğumu tekrar görmekti. Çok çok büyük bir ödül oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder